Gözleri dolmuş ama bir türlü ağlayamayan bir kadındı gökyüzü.Çok doluydu içi...Bulutlarını kararttı ve örttü o güzel mavi tenine.Ağlamaya ihtiyacı olduğunu böyle dile getirdi.Rüzgarlarını serbest bıraktı...Rüzgarlar onun sessiz çığlıklarıydı.Ağlaması için herşey hazırdı.Ama ağlayamıyordu.Gelmiyordu Yağmur...Yağmak istemiyordu.Oysa ki herkes hazırdı.Sokaklar,kaldırımlar,ağaçlar,insanlar...Güneş bile akşama doğru erkenden azad etti kendini çekildi...Neredeydi yağmur?Akşama doğru bir damla düştü...Yoksa...Evet yağmur gelmişti...Sonunda şükür kavuşturana.Yağıyordu...Çok...Hemde çok.Çığlıkları artık daha da şiddetliydi gökyüzünün.Ağlıyordu evet!Bir kadın ağlıyordu...Sokaklar,kaldırımlar,ağaçlar,insanlar ve ıslak dudaklar mutluydular :) Yağmur'un o büyüleyici parfümü sindi her yana...
Yağmur yağıyor...Gökyüzü ağlıyor...Ağla kadın...Ağla ve akıt yaşlarını ruhuma,bedenime,avuçlarıma...
Hiç susma ağla...Arkana bakma,sabaha kadar yanıbaşımda kal...
''N'olur uyanma!Lütfen uyanma mutluyken umutsuzlar rüyalarda.
N'olur uyanma bebeğim uyanma mutluyken uykusuzlar rüyalarda.
Kayboluyorken ben kollarında dur yapma dur uyandırma.
Ağlıyorken ben ben kollarında susturma dur yapma n'olur susturma!''
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder