27 Ocak 2010 Çarşamba

Boşlukta....

Bilekleri kıpkırmızıydı gözlerinin altı mor saçları dağınık.Öylece oturmuş denizi izliyordu.Yanakları ıslaktı ama gülüyordu gözleri.Yanına oturdum yavaşça.''Neyin var'' dedim.Sustu... Dokundum ona saçlarına yanaklarına.Yanaklarını kurulamak istercesine okşadım yanaklarını...Ayaklarının çıplak olduğunu gördüm. Sustu o hep...Öpmek istedim bian... Yanağına uzandım ve en sevgi dolu ve sıcak öpücüklerimden birini verdim ona.Hıçkırdı başı omzuma düştü ve ağladı... Şşşt! Hikayeni anlat dedim Üşüyorum dedi.Sığınağıma götürdüm onu.Yalnızlık ihyiyacımı giderdiğim sığınağıma.Çekingendi tıpkı benim gibi.Sustum sormadım sıcak bi kahve verdim ona açıldı içi döküldü hikayesi anlattı susmadı bu kez... Hale... adı buydu onun... Henüz 24 yaşındaydı.Hiç tanımıyordum...Hikayesini anlattı satır satır... bir akıl hastanesine kapatmışlardı onu...Nedenini o bile bilmiyordu..Tek hikayesi buydu belki de...Kaçtığını söyledi...Bileklerini okşadım... 'neden'Bileklerindeki zincirleri koparmaya çalışırken...

''Onu dudaklarından öperken mavi aydınlık bir okyanusa koşan nehirler gibi hissettim kendimi''
Kimi. Kimseyi ne biliyim ya boşverin şimdi dudağı öpücüğü denizi.İstanbul'a gidiyorum ben! Duydunuz İstanbul.Soyutluğuma gidiyorum.Tanrı bu aralar ne kadar da iyi davranıyor bana.Altından bişey çıkmasa bari! Ya ne biliyim hep böyle güzel şeylerden sonra mutlaka kötü bişey olur.Elektrikler kesik.Ne güzel dimi.. Ben, mumlarım, gölgem, gecem.... Aaa! biri eksik tütsü'm ! Hadi oda gelince bişeyler paylaşıyım sizinle.Son mavi tütsümü yakıyorum İşe bakın şu koskoca hayatta onunl sadece bir gün.Hatta belki daha az .Şebnem değil ya.Soyutluğumla ..Buna şükretmeli belki...Sevgilisini ilk ke gören kadın...Ne diyorum yine ben ya...Böyle olmamalıydı bu yazı.Gitmişler,içimdeki tüm şeyler.Anlatmak istediğim çok şey var ama onları cümleye dökebilecek mecal yok bende şuan .Körelmiş gibiyim.Mum ışığında olmayı seviyorum,sanki mum ışığında bütün günahlarımdan arınır gibiyim.Nasıl da özlemişim mavi tütsümün kokusunun getirdiği hissi .Hadi artık ben 34 yaşında kırmızı,tütsü kokulu bi kadın olmak istiyorum.Yüzümü kaybedip sadece... Öyle işte... Duvarlara ne kadar da çok yakışıyor mum ışığı keşke taştan duvarlarım olsaydı .Bir sürü dostum var benim.Hadii bi cümle olmalı devam edebilceğimDostlarım var çok,yine de yalnızım .Çünkü hepsi hayalet,soyut.Bi tane daha oldu işte.Hale.Hani şu sahilde banklarda rastladığım.Hikayesini tamamlayamadığım.Yine dalıp yeşil gözlerine .Ahh bi türlü alışamadım şarabın tadına .Daha tadına alışamamışken sarhoş olmaktan söz ediyorum.Lütfen bu sefer bitmesin ilişkileri,Umut ve Ekim'in... Ezgi ve Özgür'ün...Gözlerimin altının morarmasını isterdim yorgunluktan.Tıpkı Darkness'ınki gibi... Keşke onun kadar güzel bi kadın olabilseydim... Keşke...

Bazı sözlere aslında pekte sadık olmak gerekmezmiş...Bazılarına çok bağlanmak sevmek hiç te yararlı değilmiş...Küsüyorum işte....Good Omen :(

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder