4 Mayıs 2010 Salı
=Prenses Ella=
Hayatımda çok şeker bir büyücü olduğunu Aziz Zahara'mdan öğreniyorum. İyelik verdim çünkü bilmiyorum. I don't know :) Sopranoları sever misiniz bilemem.Şahsen ben bir alto olarak dehşet bir büyüyle ruhuma çekerim onları. Şuan zevkle ruhuma çektiğim sopranolardan biri olan Emma Shapplin'den Aedeus Varıatıons'u dinliyorum. Okunuşunu bilmiyorum evet. Bu şarkı öyle efsunlu ki. Beni prenses Ella gibi hissettiriyor. İngiltere'nin en taze prensesi Ella. O da kim demeyin ya da beyninizi yormayın tanımak için onu benden başka kimse tanımıyor.Çünkü Ella benim sayısız hayal kahramanımdan biri. En yenisi üzerine bir roman kurulacak olan şanslı kadın! Tanrım tütsüyü ne kadar da özlemişim. Aslında yakmam yasak ama en güzel şaey yasaklar nasılda kendimi unutturdu bana tütsü. Ve ben şuan Prenses Ella olarak dolaşıyorum sarayın bahçesinde. Prensim terketti beni. Hiç istemedim onu. Şimdi ben kahverengi buklelerim,harika yeşil gözlerim ve kabarık eteğimle kaoşuyorum çimlerde.Çığlak ayaklarla.Buklelerim zıplıyor koştukça. Adım gibi sonsuzluğa koşuyorum. Ella Fransızca da sonsuzluk demektir :) Ella sakin ol pedimo! Sen prensessin , çocuk değil...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder