7 Haziran 2010 Pazartesi
=Oyuncak Bebek=
Eski bir oyuncak bebek vardı. Yol ayrımında unutulmuş. Eskiydi ve oldukça yıpranmış. Sanki ağlamışta yanaklarının boyaları akmıştı. O denli pürüzlüydü yanakları. Bir bebekten beklenmeyecek kadar. Oyuncak bile olsa. Sanki düşer düşmez bulutlar kaplamıştı gökyüzünü ve onun yerine ağlamışlardı bulutlar çokça zaman. İmkansızlığı delip ağlamayı öğretmişlerdi bebeğe. Kalemle çizilmiş kaşları, yanaklarına bulaşmış kırmızı dudakları... İri siyah gözleri umut edercesine baksada aslında aslında umut diye bişey olduğunu çoktan unutmuştu. Belki de hiç öğrenmeden unutmuştu. Acı bir şarkının ardından söylenen son sözlerdi bunlar. Ve bir daha hiç bir arabanın geçmeyeceği ıssız yolda oyuncak bir bebek tek başına... Elbisesi taştan bebek, Saçları taştan. 'Hadi al beni diyor' belki de küçük bir anne arıyor. Kimse onu almıyor fakat. Kimse ama kimse taştan bir bebek doğuramıyor. Kimse ona kanıyla ilk nefesini vermiyor ve kimse uğrunda ölemiyor..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder