Belgesel izlemeyi gerçekten çok severim.Özellikle de tarihi belgeselleri.İnsan izlerken yeni şeyler öğrenir,kültürü artar.İzlediğim hemen hemen bütün belgesellerden zevk alırım.Fakat içlerinde bir tanesini izlemek benim için o kadar zor ki!Dayanamıyorum izlemeye.Merak ettiniz değil mi hangi belgesel olduğunu...
''Sarı Zeybek'' Ata'mın son günlerini anlatan o acı belgesel.Her 10 kasımda mutlaka izlerim.O kadar zor ki izlemek.İzlerken gözyaşlarıma hakim olamıyorum.İzlerken içimde bir umut beliriyor ''kurtulabilir!'' umudu.Herkes çare bulduğunu ileri sürüyor.Bu da içimde bir umudun alevlenmesine sebeb oluyor.Ama sonra birden umudum sönüyor,çünkü biliyorum ki sonuç belli :( Bir insanı- bir insan demek ne kadar doğru bilemiyorum- Yüce bir insanın gözlerinizin erimesi ve ellerinizden kayıp gitmesini izlemek dünyanın en berbat şeylerinden... Herkesin içinde ki çaresizlik adeta benim kanıma işliyor.Hep 'bu sefer ağlamam' gibi geliyor.Her seferinde yanılıyorum.Çünkü her seferinde gözyaşlarıma hakim olamıyorum.İlk önce sessiz bir damla sonrasında sonu gelmeyen hıçkırıklar ve engellenemez bir gözyaşı seli! Keşke onu kurtarabilseydim düşüncesi,cevapsız binlerce soru.Bu matem öyle kuvvetli ki! Yüce insanın bize yaptıkları karşısında bizim onu çaresizce kaybedişimiz.Bu yetmezmiş gibi günümüzde bazı kendini bilmezlerin onu hiçe sayması,onun bize verdiği bu cennet ülkeyi bölem çalışmaları,üstüne üstlük birde onun adını ayaklar altına almaları,kemiklerini sızlatmaları.İçimi daha da acıtıyor!...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder