Biliyorum kaç gündür ihmal ediyorum yazmayı.Ama gerçketen hissetmeden yazmayı istemiyorum.Bekledim belki anlık bişey gelir diye, gelmedi.Şuan yazmak için kendimi zorluyorum.Yazmalıyım! Ne yazabilirim? Eylül Krizlerimden bahsetmeliyim size. Ya da sonbahar krizi mi demeli? Her sene farklı şekilde görülüyor. Şekil değiştirip ruhuma giriyor.Fark ettirmeden... Bazen ağlama krizleri, derin bir melankoli şeklinde bazense birine karşı derin bir aşk derin bir tutku şeklinde... Bu sene tutku geldi kanıma... Cem'e karşı bir aşk doğdu içimde aniden.Aslında buna aşk demek ne kadar doğru bilemem.Çünkü bi insan durup dururken hiç tanımadığı birine aşık olmaz! Sesine,kalemine vurulmuştum ben.Hala da öyle.Bir vurgun şeklinde olmasa da hala çok sevmekteyim.Ona yazdığım yazıyı sizinle paylaşmıştım.O yazıyı kendilerine de gönderdim.Ceavp verir mi ya da kale alır mı bilemem.Aslında pek zannetmiyorum kale alacağını.Cevap beklediğim de yok zaten.Sadece okusun... Görsün... Ruhumun şarkılarını yazan adam... Gerçekten hala seviyorum... Seviyorum... Eylül krizi bu sefer daha kısaydı.Kısa ama yoğun yaşandı. Ne mutlu ki bu sefer içimde yaşadım Cem'i.Dışarıya vurmadım. Bilen sadece bikaç kişi... Eylül krizimi bastırdım.Çok vurgun yemedim bu sefer çok gözyaşı dökmedim.Eğer sizde bi kere Cem'i dinlerseniz bana hak verirsiniz. Duygusal biri diyorlar onun için. Öyle mi acaba? Gerçekten kibar bir insan.Ellerinin yumuşacık olduğunu duydum.Dokunmak tutmak isterdim doğrusu.
Cem Adrian'la elele :)
Böyle yazarken kendimi bir gazeteci gibi hissediyorum.Açıkcası hoşuma gitmiyor değil.Sizinle bir an önce paylaşmak istiyorum bu yazıyı ama internetimde bir sorun var o yüzden biraz gecikmeli olarak paylaşacağım.Bu kötü oldu ama napalım herşeyde bir hayır vardır.Pozitif olmalı insan bazen.Tabi Pollyanna gibi herşeye gülüp geçin demiyorum. Ama bazen gerçektan gerekli oluyor.
İçimi sıkan bir konu var. Okullar açılıyor. Okulların açılmasına bozulmuyorum.Sadece okullar açılınca böyle hergün girip yazamamaktan korkuyorum. Sanırım öyle olacak :( Neyse artık biraz da yasakları delip geçmek gerek. Hep yasak olmaz ki ama kaç yaşına geldim. Yeter yahu! Bırakında kendi kararlarımı vereyim. Söz dersleri aksatmak yok. Okuldan 14:10'da çıkıyorum.15:00'dan 16:00 'a kadar açarım.Hatta o kadar bile değil.10-20 dakika.Bunu da çok görmesinler artık.Gizlice açınca içim hiç rahat etmiyor. Ama buna beni mecbur bırakıyorlar.Artık yeter! Saçma oldu sonları belki ama paylaşmak istedim.
Okuyucularım!
Sizi Seviyorum....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder