1 Kasım 2009 Pazar
=Hayalin Derinliği=
Hayallerimin derinine inmek istiyorum bugün.Ev ile ilgili olanların.Evimi anlatmıştım.Ama içine tam olarak girmemiştim.Tek odası olsun istiyorum aslında.Kapıdan ilk girdiğinizde çokta geniş olmayan kare bi alan.Burası şu salon dedikleri benimse hayat odası dediğim yer.Salonun içinden çıkılan bir balkon hani şu hoş kokulu caddeye bakan.Kapıdan girip sola döndüğünüzde o tek oda.Yatak odam.Neden yatak odası denmiş ki? Saçma.Uykusuzluk odası orası bence.Uykusuzluk ve uyku odası... Kapıdan sağ tarafa döndüğünüzdeyse mutfak ve banyo...Mutfağa girmiycem.Banyo mutlaka küvet olmalı...Ama eski bir küvet...Salonda görebildiğim daha doğrusu hayal edebildiğim şeylerse duvara yaslı çiftli bir koltuk,bir kitaplık,cd'lik,müzik seti,bolca mum,tütsü. Kapıda ''Deli Kadının Evine Hoşgeldiniz'' yazmalı :) Mumlarımı ve tütsülerimi yakmalıyım gece,sabaha kadar sönmemeli,uyumamalıyım gece.Çünkü eğer uyursam sabah uyanırım.O zamanda gecenin bütün güzelliğini kaçırırım... Bir sabah güneş doğmadan küvetin içinde bedenimi,küvetin etrafında ki tütsülerle ruhumu temizlemeliyim.Güneş doğduğunda çıkmalıyım oradan,sularımdan arınmalıyım...Uykusuzluk odamda yere oturup ellerime boyalar alıp vücuduma resimler çizmeliyim.Bacaklarıma,kollarıma,boynuma, karnıma... Vücudumun her tarafına.Üzerime sadece bir gömlek alıp atmalıyım kendimi o dar taş sokaklara... Çıplak ayaklar...Rüzgarda uçan saçlar...Rüzgara doyunca sahile vurmalıyım kendimi,öylece denize atlamalıyım...Savrulmalıyım.Islansamda akmaz boyalarım...Çimlerde koşarım ısla ve biraz da çıplak...Kuruyana kadar koşarım,yuvarlanırım....Ve sonunda yine ev... Çocukça hayaller mi bunlar? Yoksa sıkıyor muyum sizi? Ben yazıyorum,okuyup okumamak size kalmış....
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder