24 Kasım 2009 Salı

=Limonata Tadinda=

Bugün Limonata tadında bir gündü diyebilirim.Beni ağlatan sadece bi kadındı... Gülümseten şeyse o efsunlu parmakların dokunduğu piyano tuşları... Özenmemek elde mi! Ve yine bir kadın en derinlerimde gizlediğim,dışarıya çıkarmaya utandığım ''bana'' dokundu.Aşkını anlattı bana! Bana bir söz söyle dedi.Bana öyle bir söz söyle ki anlatsın erkeğime olan aşkımı.Çırpındım...Bulamadım.. Anlatamadı.. Sadece kelimelerin o yüzeysel basit yanıyla anlattı aşkını bana... Ben evet... Hayır söyleyemem..Muhteşem bir piyano,Cem'in sesi ''Ayrılık ayrılık aman ayrılık..'' diye haykırıyor ve mumun o kırmızıları aydınlatan ateşi eşlik ediyor bana.Cümlelerimi çok önceden toparlamaya başlamıştım,ama onları kaleme dökecek bişeye ihtiyaç vardı.Bir şiir aradım.Yardım için..Bulamadım. Kalemim güçlü değil,gelmeyin üstüme!
Önce resimleri duvardan kaldırdım
Çay içtiğin bardağı rafa sakladım.
Giydiğin ne varsa bir bir katladım.
Bir damla yaş düştü,çok ağlamadım...
Kokun uçtu gitti açık camlardan
Sevdiğin şarkıyı hiç söylemedim
Korkmuyorum sensiz akşamlardan
Sevdiğimi unut özleyemedim.
Sen haylaz rüzgarlar önünde şimdi
Sevdanın yükünü attım omzumdan
Sen sandığım şey belki benim yüreğimdi
İyi ki dönmüşüm yolun başından
Ooooff yolun başından...
Bu kısık sesime rağmen söylemek için kendimi parçaladığım şarkı bu...
Ne kadar da severdim eskiden ki hala severim..
Gün batımlarını anımsatır...
O turuncu gün batımlarını..
Getirir gözümün önüne her seferinde
yıllardır aynı...
Ufacıktım dinlerken..
''Ufacıksın daha''
Evet hala ufacığım ben...
Büyüdüğümü sanmayın...
Arada bi hayat yüzünden büyüyorum işte...
İçimde ki çocuğu saklarım herkesden...

1 yorum:

  1. o çocuğu saklama.
    yoksa oyun alanlarını yıkacaklar.

    YanıtlaSil