22 Kasım 2009 Pazar

=Masal Şarkısı=

Karanlık sokaklarda yürürdük biz,Ankara'nın o soğuk,karlı gecelerinde.Ve bir yılbaşı gecesiydi.Birlikte yürüdük yine,karların üzerinde,içimize çektik o soğuğun garip kokusunu.Üzerinde uzun bir palto ve boynunu örten bir atkıyla sessizce yürüyordu yanımda.Issızlara geldi.Sokak lambalarının altında ki bir banka oturduk.Soğuktan kızarmış yanaklarımı dudaklarıyla ısıttı.Ve aniden dudaklarından ''Masal Şarkısı'' döküldü.Soğuk bir yılbaşı bana adadığı o güzel masal şarkısı... Sarhoş gibiydik biraz.Mutlu geçirdiğim bir yılbaşı gecesi ve bana verdiği en güzel hediye masal şarkısı... Sarıldım ona.Başım omzunda, ne kadar da güzelmiş kokusu...Üstümüze karlar yağan o soğuk Ankara gecesi beni böylesine mutlu eden erkek Cem'den (Adrian) başkası olamazdı.
Tabiki de böyle bişey yaşanmadı :/ Ama dinleyince ''Masal Şarkısı'nı'' içimden döküldüler işte.Belki birileri yine kızar bana ''Cem'' diye başladığım için.Ama ne kadar kızsada yazdım işte.Kim kızabilir diye sormayın o kendini bilir ;)
'''Elleri sanki hep ellerimde
kalbi kalbimde
ve gözlerinden akan yaş
sanki içimde,kırık bir cümle hala içinde...''
=Masal Şarkısı=
Yollar
Önümüzde yine sokaklar
Kalabalık,gri kaldırımlar
İnsanlar
İnsanlar
Yalnız ve umutlu
Bitti
Bitmez dediğimiz masallar
Elimizde kalan yalanlar
Ufalmış
İncinmiş
Oyunlar
Elleri
Sanki hep ellerimde
Kalbi
Kalbimde
Ve gözlerinden akan yaş
Sanki içimde
Kırık bir cümle
Hala içimde
Yağmur
Sesini duyunca sende
Beklersin,pencerende
Belki geri gelir diye
Elinde yüzünde rüzgar
Oynatır hüznü içinde
Bembeyaz kar
Elleriyle
Dokunur yorgun yüzüne
Bitti
Sevdiğin o şarkı şimdi
Kaybolmuş bir çocuk sesi
Unutulmuş gibi
Bir kuşun kanadındadır aşk
Şimdi
Kayan bir yıldız gibi
Ortasından deler
Geceyi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder