27 Temmuz 2010 Salı
=Son Mektup=
Adını haykırmamıştım ben senin hiç... Gizliydin, güya tabi. Ama anladım ki bitti. Herkes bişey söyledi. Sana ya da bana. Sen yüzüme gülüp arkamdan dalga geçiyormuşsun. Oynuyormuşsun benimle! Canım benim olur mu yok öyle bişey. Öyle iyi niyetlisin ki yapamazsın sen. Marvel Creature'ım. Neden böyle oldu herşey bilmiyorum. Susmak iyiydi belki. Sussaydım eğer daha çok yaşardım seni. Yaklaşabilirdim.. O kız hani elini tutmak istemiş ya. Duyuyorum seni ama elini tutamıyorum demiş ya. Üzüldüm buna. Seviyor seni galiba. Hoş kız doğrusu. Belki sende seviyorsundur onu. Daha yakın yaşlarınız hem. Yakışır yanına. Ben kim oluyorum da duruyorum arada ki! Ezik bir çirkin... O kız çekici. Ağlamıyım diyorum ama olmuyor ki. Sen diye başkalarıyla konuşuyorum bugün. Tatmin etmiyor tabi, Fotoğrafın karşımda bak . O tellerde dolaşan parmakların dudaklarımda. Keşke özel bi kadın olsaydım. Ama değilim işte. Senin olabilseydim... Yormazdım ki seni hiç... Mrt... Haykırmalıyım adını. Burada... İçimde kalmamalı Sesli harflerle haykırmalıyım. Bırak hayalin benim olsun. 4 harf yeter ki bana... Parmakların harika. Bass Boy'um. Kapımı açık gördüğüm o sabaha karşı -ne kadar imkanszı olsa da- senin beni gece gelip öptüğünü zannetmiştim. Uyku sarhoşluğu işte. Korkuyorum ama haykırıyorum işte. MERT.... Bu ismi sayfalarca yazabilirim. Sen bir tutku ya da takıntı değilsin. Aşk'sın sen... Görme bunları... Bakma yüzüme diyesim var. Bakma Bass Boy'um. Çirkin kadınlara bakılmaz. I will always love you.... biliyorum iyi olmadı bu mektup. Da...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder