Ağzında istemdışı bir bıkkınlık tadı...Gecenin koynunda uykusuzluğu istersin.Gecenin kollarında saklanıp sabahlarsın ne kadar kalabalık olsa da yalnızsındır.Çehrene çöken anlamsız bir melankoli somurtusudur.Ama istemezsin kaybolsun.Mumlarla yakarsın parmak uçlarını...Saçlarında dolaşan ölümün elleri yerine tütsülerin melankoli dumanıdır.Buzdan dudakları öpersin...Kayar,donar dudakların,ağlarsın...Aslında anlamsızdır,yaşadıkların,konuştukların,hissettiklerin...
Kafayı feci derecede taktığım şeyler var:Mumlar gibi tütsüler gibi,dudaklar gibi,kedınlar gibi,kırmızı gibi,siyah gibi,kan gibi,şarap gibi,karanlık,yalnızlık,melankoli gibi vs.... Yaşımdan büyük mü yazıyorum ki acaba?Bunu bilemem.Sonuçta yazıyorum ya işte...Anlamlı ya da anlamsız...Siz iyi ki varsınız.Siz,siz... Evet siz. Okuyucularım,sırdaşlarım...
''Kadın kararlıydı,önünde dört mum yanıyordu.
Ya mumları öldürmeliydi
ya da
Işığını...''
Devamını sormayın tamamlamak istemedim...
Öyle kalsın...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder