Eskiden hep kaçardım hüzünlü şarkılardan şimdiyse... Şimdiyse neşeli şarkılardan kaçıyorum,hüzünlülere sığınıyorum..Rüyamda taptaze bembeyaz papatyalar getirmişti biri bana.Nereden bulunur ki bu mevsimde papatya dedim,içimden.Bembeyaz papatyalar...Koca bir şehir uzanıyor önümde şimdi.Yollarını güneşin yaktığı.Kendime söylediğim tek şey aptalsın kızım sen! Yaptığım şeylerden öyle utanıyorum ki!
Yine gördüm onu yolda.Tesadüfen seçtim insanların içinde yüzünü,iki kişi vardı yanında.Nasılda özlemişim yüzünü.Baktım uzun uzun arkasından,geçti gitti... Aklıma geldiler yine.Kokusu,gülüşü,yaşadıklarımız,sırlarımız,paylaştıklarımız,3 yıla sığmayan o kahve tadında dostluk.Başı tatlı tükendikçe acılaşan ama... Dostluklar bitmez sanırdım ben,ilişki mi bu bitsin.Sahi biter mi dostluklar? Bitermiş öğrendim.Hafta sonları hep hüzün basar bana.Özellikle bu saatlerde,günü yerini akşama bıraktığı zaman.Ve daha çok kalabalıklar içinde ağır gelir yalnızlığım.Acıtır daha çok.İçimden geçti bi an:Darkness, 5 dakika görebilir miyim seni? Görüşebilir myiz acaba? Yağmurlu bi sabahta İzmir gibiydi içim.Serin,karanlık,dalga sesli ve telaşlı.Islak sokaklar gibi kokardım,yağmur sonrası,severdim akşamları.Fırtınalı geçen anlarını.Kokladıkça giderdi ben benden.Bazen tek karşılığm bi damla gözyaşıydı.Anlatması zordu genelde.. Hep aynı işte.Yazı,hayal,bomboş bi oda,kuru bi yalnızlık,sonu bilinmeyen yazıyla gelen mutluluk hali...
Onlar masal şarkıları..
Onlar bir ruhun haykırışları..
Sakin ama sert.
Bir kadının yaşam çığlıkları.
Yeniden doğuş kığırtıları.
4 yıllık özlem bitti..
Tanrıça Karşınızda...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder