
Ne yazacağımdan bir haber oturdum masama. Saçmalamak, konudan konuya atlamak istedim umarsızca. Güzel bir haberle başlayabilirim sanırım anlatmaya. Gabi'mden bir kart aldım bugün. Taa Trogir/Crotia'dan. Peah! Birileri adı lazım değil bir yerden bir mektubu yazıp yollayamazken elalemin İsveçli hatunu taaa nerelerden kart atıyo. Yoğun sitemler. 'gönder'. Valla yine annesine koşan bir bebek gibi musmutlu oldum. Evet, mektuplara da aşığım ben.
Multitap dinlerken aklıma hep Tugi geliyor. Multitap dinliyorumda ondan yani. Tugi iyi çocuktu ama bana göre değildi. Ona karşı da mahcubiyet ve utangaçlık hissediyorum. Ama yine de onunlayken güzeldi her şey. Kalbini kırdım belki ya da sikinde bile değildim, never mind baby. Yine de Tugi, canım arkadaşım affet beni. Sana hep özendim... Çok iyi bir çocuksun. En azından benim gibi kötü bir çocuk değilsin. Her neyse.
Artık kendim için bir mektup kutusu yapma zamanım geldi de geçiyor. Şimdilik bana gelen üç mektup ve bir adet kartpostal var :) First Siyah, Merve, Ege ve Gabriella... seviyorum sizleri :) dördüncü bir zarf vr ki sormayın gitsin... O'nun için yazıp göndermediğim bir mektup sadece. Hepsi bu. Belki yollarım bir gün ama sanmam. Bu arada hep hatunlarla mektuplaşıyorum diyecekken Sami'ciğimin o orijinal ve kooocaman mektubunu unuttuğumu hatırlayıp bir ' hay aksi' çekiyorum. Tabii bir de o vardı ama onun mektubunu hangi kutu alır bilmiyorum :) Yani anlayacağınız mektuplarla pek bir haşır neşirim ve aldığım her yeni mektupta harika bir sevinç doluyor ruhuma... Yalnız şöyle bir sorun var ki artık kimsenin pul yapıştırmaya yanaşmaması! Israrla pul yapıştırmak istediğimi dile getirsemde yine o garip makinadan geçirildi mektuplarım. Oysaki Gabi'ciğimin kartpostalında harika bir pul vardı. İstemekten vazgeçmemek gerek.
Bazı hatunlar gerçekten fazlasıyla güzel ve seksiler. Evet öyleler özellikle de bizim ...... Lan!? Nerden bizim oluyo ki ...... Elalemin .....'su. Tanımadığım birinin.. Aaa! Ama daş gibin hatun be abi... Oyş... [ bu 'oyş'u burdan kaptım] Ammavelakin bizim yani bizi ilgilendirmez. Dimi? Di... Saçmalamanın doruklarını yaşıyorum vallahi.
Mesela bu aralar Ozzy Osbourne'un I'm Ozzy'sini (Ben Ozzy) okuyorum. Sağlam kitap. İyi yani. Ondan sonra da sırada Orhan Pamuk'tan 'Öteki Renkler' var. Okumak güzel şey. Vallahi. Bu arada yarım bıraktığım senaryolarım beynimi didikleyip duruyor ha tabii bir de 'eleven' benim bir türlü başlayamamama rağmen kapağı bile hazır olan kitabım. Umarım yeterince hissedince ve hazır olunca yazmaya başlarım. Uzun metrajlı film senaryom Firarperest gitmiyor bile. Adı bile olmamasına rağmen yarım tretmana sahip kısa metrajlı filmimin ise durumu stabil!.. Saat mi? Saat 01:40. Tahmin ettiğiniz gibi normal insanlara göre yalnız ama kendime göre iki kişiyim. Yani, yanisi kendiniz bi yani bulun işte :-X
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder